24 May 2018

‘Özgürlük ayı Ramazan'da  bir tebliğ önerisi'

 

Ramazan ayına kavuştuk çok şükür.

Ramazan ayı Kuran ayı;  ayrıca ibadet, zikir, kardeşlik, cömertlik, paylaşmak, sabretmek evet hepsi bu ay için geçerli. Ancak şunu belirtmek istiyorum, Ramazan ayının önemli bir özelliği de özgürlük ayı olmasıdır.

Özgürlük, modern algıların aksine yiyip, içip, gezmek değildir. Bütün canlılar zaten bunları yaparlar.

Özgürlük, bir nehrin yatağında akması gibi, insanında Allah yolunda faziletli bir yaşam sürmesidir.

Hepimizin içinde her zaman “daha fazlasını iste” diye haykıran bencil, açgözlü ve uslanmak bilmez bir nefis vardır. Nefsimiz kendi isteklerinin biran önce yerine getirilmesini ister durur. Ruhumuzun istek ve ihtiyaçlarını bir engel olarak görür ve onu tutsak etmeye çalışır.

Zamanla hepimiz kontrolü biraz olsun kaybeder, dünyalık isteklerimizin peşinden koşar hale gelebiliriz.

İşte bu sebeple oruç, ruhumuzu nefisimizin esaretinden kurtaran ve insanlık faziletini kazandıran yüce bir ibadettir.

Oruç, özgürlüklerimizi elimizden alan bir kısıtlama değil; aksine,  nefsimize “dur” diyebilmeyi öğreten ve efendiliği ruhumuza geri teslim eden gerçek özgürlüğün adıdır.

Zira Allah'ımızın amacı oruçla bizi aç bırakmak değildir, açın halini anlatmaktır.

Peygamber Efendimizinde  (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdukları gibi:

“Oruç sadece yemeyi ve içmeyi terk etmekten ibaret değildir. Aynı zamanda oruç, çirkin ve kaba sözlerden uzak durmaktır.”

Bugün kişisel gelişim kitaplarında “haz öteleme” ve “öfke kontrolü” olarak uzun uzun anlatılan davranış kalıpları, oruç sayesinde insanın karakterinde fazlasıyla gelişmektedir.

Bütün güzelliklerine rağmen Ramazan ayının kıymetini her geçen sene daha da yitirdiğimizi düşünerek, bende “Ah eski Ramazanlar…” diyenlerdenim. Bundan 5-6 sene öncesinde var olan hassasiyet ve saygıyı bugün göremiyoruz maalesef. Lokanta, çay ocağı gibi müesseselerin en azından camlarına perdeler koyarak gösterecekleri saygı yerine, masalarını dükkân dışına taşırarak açıktan yenilip içilen bir ortam sağladığını görmek üzücü.

Modernizmin çarpık özgürlük kavramı ile yetişen bir nesil için, beklediğimiz bu saygı, kısıtlama ve hayatlarına karışma olarak algılanabilir. Ben bu konuda “adam etme” adına; kızma, tartışma, laf kapaklama gibi bir tutum içine girilmesinin hiçbir faydası olmayacağını düşünüyorum. Bunlar doğru tebliğ davranışları değildir.

Gerçekten dertli ve bir şeyler yapmak isteyenlere ise şu tebliğ yöntemini öneririm: İkindi namazını kıldıktan sonra, bütçelerine göre bir miktar hurma alsınlar. Bu hurmayı oruçlu olsun olmasın herkese, açıktan çay sagara içenlerde dâhil, güler yüzle ve “Ramazan ayınız mübarek olsun efendim, size iftarınız için hurma ikram etmek istiyorum” diyerek dağıtsınlar.

Hem böylece Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” (Tirmizî, Savm 82) hadis-i şerifi ile de amel etmiş olunacaktır. Emin olun çok güzel karşılıklar göreceksiniz.  “Ama ben oruçlu değilim ki…” diyenlere. “Lütfen kabul edin, yarın iftarınızı açarsınız”  diyelim. Hurmayı alıp hemen oracıkta ağzına atanlarda olacaktır. Sakın sinirlenmeyin. Güler yüzlü ve sevecen halinizi bozmadan. “Kardeşim, hurmayı beğendiysen, kendi iftar hurmamı da sana verebilirim.” diyebilirsiniz. Bu tutumunuz birçoklarının mahcup olmasına ve ertesi gün oruç için niyetlenmesine sebep olacaktır. Işık görürseniz daha çok muhabbet edersiniz. Allah'ın nimetlerini bizden kıskanmadığını ve saymakla bitiremeyeceğimiz bütün nimetleri bize ikram ettiğini. Bu cömertlik karşısında, bir kul olarak seve seve oruç tutmamız gerektiğinden bahsedersiniz.

Her şeye rağmen bu güzel tebliğ davranışınızı hoş karşılamayan kişilere ise dua edin. Siz elinizden geleni yaptınız. Kalpler Allah'ın elindedir ve hidayet verecek olanda ancak O'dur.

“Ramazan ayı öyle bir aydır ki, doğru yolu gösteren ve hakkı batıldan ayıran Kuran-ı Kerim, nice açık deliller ve insanlık için bir hidayet rehberi olarak o ayda indirilmiştir. Artık içinizden her kim Ramazan'a ulaşırsa, o ayı oruçlu geçirsin.” (Bakara 185)

Ramazan ayında tuttuğumuz oruçla, okuduğumuz Kuran'la, cemaatle kıldığımız namazlar ve bütün ibadetlerimizle kısa sürede değişimi hissedecek ve özgürlüğün tadını alacağız. Özgürlükten vazgeçmeyelim. Yaşanan güzellikler Ramazan'da kalmasın.